Aspirin'in Kadim Zamanlardaki Muadili; Söğüt Ağacı ve Sırları
Söğüt ağacı; söğütgiller familyasından boylu veya bodur türleri ile karşımıza çıkan bir ağaçtır. Kışın yaprak döker, yaprak dökmeyenleri nadirdir.Salkım söğüt ağacı hızlı büyüyüp gelişir, özellikle suyun bol olduğu alanlardan hoşlanır. Soğuk havalara karşı da oldukça dayanıklıdır. 300'den fazla söğüt türü vardır ve her biri birbirinden biraz farklıdır. Ülkemizde ise 35 kadar türü vardır. Salicaceae aile adından da anlaşılacağı gibi hepsi değişen miktarlarda salisin içerir.
Salisin Aspirinin aktif maddesi olduğun için söğüt ağacı ürünleri de doğru kullanımda benzer etkiler gösterir. Söğüt kabuğu yüzyıllardır doğal ağrı kesici olarak kullanılmaktadır.
Salkım söğüt ağacı Çin ve Japonya'dan dünyaya yayılmıştır. Dalları ince ve esnek olan söğütlerin suyu sevdikleri için en iyi yetişecekleri yer sulak alanlardır. Özellikle su drenajının kötü olduğu veya bataklıkların kurutulmasının istendiği yerlerde söğüt ağacı dikilebilir. Söğüt ağacının tedavi edici özelliği 3500 yıldır bilinmektedir. Eski Sümer ve Mısır kayıtlarında söğüt ağacı kabuğunun ağrı kesme ve ateş düşürme tedavilerinde kullanıldığı ile ilgili bilgilere rastlanmıştır.
M.Ö.5.YY’da Yunanlı doktor Hipokrat söğüdün ilaç olarak kullanımından bahsetmiştir. Amerika yerlilerinin de söğüdü tedavi amacıyla sık sık kullandığı bilinmektedir.1897 yılında saf asetil salisik asit(ASA)’in bulunmasıyla ortaya çıkan ve bugün bütün dünyada kullanılan Aspirin ilacı keşfedilmiştir.
SÖĞÜT KABUĞU ASPİRİNİN KULLANIM ALANLARI
Saf asetil salisik asit(ASA)ağrı kesici ve ateş düşürücü olarak kullanılan ve hepimizin bildiği ASPİRİN ‘in etken maddesidir. Kaynağı ise hepimizin bildiği ve her yerde yetişen söğüt ağacıdır. Söğüt’ün bilinen faydaları :Ateşi düşürücüdür, ishali keser. Mikropları öldürür, iştahı açar. Vücuda kuvvet verir. Romatizma ağrılarını dindirmekte faydalıdır. Mesane taşlarının düşürülmesine yardımcıdır. Uykusuzluğu gidericidir, sinirleri yatıştırır.
Ev yapımı söğüt kabuğu aspiriniyle kesin bir dozaj elde etmek zordur çünkü her ağaç farklı miktarlarda aspirin içerecektir. Kesin dozaj arıyorsanız, önceden hazırlanmış söğüt kabuğu kapsülünü kullanın!
SÖĞÜT KABUĞU HASADI
Söğüt kabuğu, bitkilerin tomurcukları kırıldığı sırada ilkbaharın başlarında toplanır. Özsu yeni yapraklar oluşturmak için hızlandıkça, iç kabuk daha esnek hale gelir ve kabuğu ağaçtan ayırmak daha kolay olur.
Söğüt kabuğu doğrudan ağacın gövdesinden toplanabilir, ancak bunun ağaca zarar verebileceğini ve söğüt ağacını sakat bırakabileceğini veya öldürebileceğini unutmayın. Söğüt ağacı hasadı yaparken ağaca saygılı eylemlerde bulunmalıyız.
Gövdeden hasat yaparken şifalı iç kabuğa erişim sağlamak için dış kabuğu çekmeniz gerekir.
Küçük dallarda dış kabuk çok incedir ve ilaca kolayca dahil edilebilir.
SÖĞÜT KABUĞU ÇAYI
Söğüt kabuğu aspirinini almanın en yaygın yolu çay içmektir. Kabuğu yeni hasat edilmişse taze olarak kullanılabilir, ancak daha yaygın olarak daha sonra kullanılmak üzere kurutulur. Her iki durumda da bir tencerede suyu kaynatarak başlayın.
Kurutulmuş söğüt kabuğu kesilebilir veya parçalara ayrılabilir, böylece ölçülmesi daha kolay olur.
Her bardak suya yaklaşık 1 yemek kaşığı dolusu kabuk kırıntısı ekleyin. Kabuğu 10 dakika kaynatın, ardından ocaktan alın ve yaklaşık 30 dakika demlenmesini bekleyin.
Bu ilk kaynama aşamasında, suyun bir kısmı pişecek ve daha sonra suyun daha fazlası kabuğa emilecektir. 1 bardak pişmiş çay istiyorsanız 2 bardak su ve 2 yemek kaşığı dolusu söğüt kabuğu ile başlayın.
Demleme bittiğinde devam edin ve için. Tadı acı ama rahatsız edecek kadar yoğun olmayacaktır.
Acı tatlarla sorununuz varsa söğüt özü, söğüt kabuğu almanın daha iyi bir yoludur.
Söğüt kabuğu çayı için yaklaşık dozaj günde 3-4 bardak çaydır ve her biri 1 ila 2 yemek kaşığı ağaç kabuğundan yapılır.
Söğüt kabuğu çayı yüzyıllardır tedavi amaçlı kullanılıyor olsa da her insan bedeninin bitkilere vereceği tepki farklıdır. Her konuda aşırıya kaçmak bazı durumlarda toksik etkiler de gösterebilir. Bu yüzden söğüt çayı tüketimine dikkat etmeli, her şeyden önce de sağlığımız açısından kullanımının uygun olup olmadığı konusunda doktorumuza danışmalıyız. Ve evet, en önemli diğer şey, vahşi hasat yaparken bu güzelliklere teşekkür etmeli, saygılı olmalı ve tabiata zarar vermeyecek şekilde hasat yapmalıyız.
Mutlu bahçecilikler!
Yorumlar
Yorum Gönder